Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler.
- Gods came down on earth to guide humanity to its end.
Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim.
- I went with them so that I could guide them around Nagasaki.
Arkadaşım rehberimiz olacak.
- My friend will be our guide.
O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.
- She guided me to the palace.
İngilizce konuşan, ruhsatlı bir kılavuz istiyorum.
- I want a licensed guide who speaks English.
Kılavuza göre bu çevredeki en iyi restoran burası.
- According to the guidebook, this is the best restaurant around here.
Öğretmenim kariyer seçiminde bana rehberlik etti.
- My teacher guided me in the choice of a career.
Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim.
- I went with them so that I could guide them around Nagasaki.
Burada çok katı yönetmeliklerimiz var.
- We have very strict guidelines here.
... But if you want to guide our assistance, we can swipe over ...
... To guide him, the compass, an invention from China. ...