a group of similar fish that can freely interbreed

listen to the pronunciation of a group of similar fish that can freely interbreed
الإنجليزية - التركية

تعريف a group of similar fish that can freely interbreed في الإنجليزية التركية القاموس.

species
canlı türü
species
{i} çeşit

Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir. - Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species.

species
(Latin) ferden tayin olunan mal
a group of
bir grup
species
tür

Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır. - African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.

Bu geyik türlerinin yakalanması o kadar zor ki yabanda şu ana kadar sadece iki tanesinin resmi çekildi. - This species of deer is so elusive that only two have ever been photographed in the wild.

species
görünüş the species insan
species
türler

Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar. - Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.

Bir sürü nesli tükenmekte olan türler var. - There are many endangered species.

a group of
bir gurup
species
dış görünüm
species
ve çoğ
species
{i} ortak özellikleri olan grup
species
{i} cins
species
{i} aşai rabbani ayinindeki ekmek ve şarap
species
hayal
species
{i} (çoğ. spe.cies) biyol. tür
species
şekil
الإنجليزية - الإنجليزية
species
a group of similar fish that can freely interbreed
المفضلات