الإنجليزية - التركية
تعريف a group of hounds في الإنجليزية التركية القاموس.
- cry
- {f} haykırmak
- cry
- ağlama
Bebek ağlamayı kesti.
-The baby ceased crying.
Bebek ağlamayı kesti.
-The baby stopped crying.
- cry
- {i} haykırış
- cry
- {i} feryat
Aniden bir feryat duydum.
-All at once, I heard a cry.
- cry
- haykırma
- cry
- {i} çığlık
O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.
-When he entered the building, he was frightened by a sudden cry.
Birinin çığlık attığını duydum.
-I heard somebody cry out.
- cry
- {f} ağla
Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
-The girl did nothing but cry.
O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
-She began to cry in a loud voice.
- cry
- {i} haykırış, haykırı; feryat
- a group of
- bir grup
- cry
- (kuş/vb.) ötmek
- cry
- yüksek ses
Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
-I could not stop myself from crying aloud.
Tom yüksek sesle ağlamaya başladı.
-Tom began to cry loudly.
- cry
- bağırarak istemek/çağırmak
- cry
- {i} nara
- cry
- {i} yalvarma
- cry
- hayvan sesi
- cry
- a far cry çok farklı
- cry
- {i} (hayvana ait) ses
- cry
- {f} çığlık atmak
- a group of
- bir gurup
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a group of hounds في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- cry
a group of hounds
التركية النطق
ı grup ıv haundzالنطق
/ə ˈgro͞op əv ˈhoundz/ /ə ˈɡruːp əv ˈhaʊndz/
Resimler
السابق
المفضلات