a great number or large quantity of things not placed in a pile

listen to the pronunciation of a great number or large quantity of things not placed in a pile
الإنجليزية - التركية

تعريف a great number or large quantity of things not placed in a pile في الإنجليزية التركية القاموس.

heap
yığın

Tom'un gübre yığını o kadar çok ısındı ki o kendiliğinden yaktı. - Tom's compost heap got so hot that it spontaneously combusted.

Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı. - The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.

heap
{f} tepeleme doldurmak
heap
ağzına kadar doldurmak
heap
yığınak
heap
yığıntı
heap
külçe
heap
kümelemek
heap
{i} küme
heap
kalak
heap
yığmak
heap
(isim) yığın, küme, öbek, bir sürü, bir yığın, döküntü, hurda yığını
heap
(fiil) tepeleme doldurmak, ağzına kabar doldurmak, yüklemek
heap
çok miktar
heap
{i} bir yığın
heap
{i} hurda yığını
heap
{f} yüklemek
heap
{f} (hediye/hakaret) yağdırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
heap
a great number or large quantity of things not placed in a pile

    الواصلة

    a great num·ber or large quan·ti·ty of things not placed in a pile

    التركية النطق

    ı greyt nʌmbır ır lärc kwäntıti ıv thîngz nät pleyst în ı payl

    النطق

    /ə ˈgrāt ˈnəmbər ər ˈlärʤ ˈkwäntətē əv ˈᴛʜəɴɢz ˈnät ˈplāst ən ə ˈpīl/ /ə ˈɡreɪt ˈnʌmbɜr ɜr ˈlɑːrʤ ˈkwɑːntətiː əv ˈθɪŋz ˈnɑːt ˈpleɪst ɪn ə ˈpaɪl/
المفضلات