Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Babamın başı grileşti.
- My father's head has turned gray.
Bozkurt, beni yeme, senin için bir şarkı söylerim.
- Don't eat me, gray wolf, I'll sing a song for you.
Tom kırmızı kravatla gri bir takım elbise giyiyordu.
- Tom was wearing a gray suit with a red tie.
Gri, kırmızı ile iyi gider.
- Gray goes well with red.