a glowing ball of hot gases; a naturally luminous body visible in the sky

listen to the pronunciation of a glowing ball of hot gases; a naturally luminous body visible in the sky
الإنجليزية - التركية

تعريف a glowing ball of hot gases; a naturally luminous body visible in the sky في الإنجليزية التركية القاموس.

star
yıldız

O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi. - Many nights did he spend, looking up at the stars.

Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir. - The twelve stars on the flag of the European Union do not symbolize the twelve founding members of the union. They symbolize the Twelve Apostles.

star
{f} yıldız olmak
star
baş rolü oynamak
star
star
star
{f} yıldız koy

Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu. - Tom put a star on top of the Christmas tree.

star
talih
star
{f} -in yanına yıldız işareti koymak
star
yıldız koyarak işaret etmek
star
yıldıza ait
star
(Tıp) Yıldız şeklinde organ, yıldız, stella
star
yıldızla işaretli
star
önemli

Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı. - Sami started a major innovation to the store.

Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor. - No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.

star
{i} sin., tiy., müz. yıldız, star: She's become a movie s(Tarih) Sinema yıldızı oldu
star
başrolde göstermek
star
{f} (belirli bir filmin) yıldızı olmak: This film stars Charlie Chaplin. Bu filmin
star
{i} yıldız,yıldız
star
parlak

Bu gece yıldızlar parlak şekilde parlıyor. - The stars are shining brightly tonight.

Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim. - I had never seen such a shiny star.

star
{f} başrolde oynamak
star
(isim) yıldız, star, şans
الإنجليزية - الإنجليزية
star
a glowing ball of hot gases; a naturally luminous body visible in the sky

    الواصلة

    a glow·ing Ball of hot gases; a na·tu·ral·ly lu·mi·nous bo·dy vis·i·ble in the sky

    النطق

المفضلات