a general truth, a law on which others are based

listen to the pronunciation of a general truth, a law on which others are based
الإنجليزية - التركية

تعريف a general truth, a law on which others are based في الإنجليزية التركية القاموس.

principle
{i} ana

Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner. - Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.

Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir. - The separation of church and state is one of the fundamental principles of the Constitution.

principle
{i} esas
principle
ilke

Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir. - Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.

Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır. - There is a fixed standard in the king's principles.

principle
dürüstlük
principle
ç.ahlak
principle
ana kaynak
principle
prensip

Tom Mary ile prensipte anlaştı. - Tom agreed with Mary in principle.

O, prensiplerine sadık kalıyor. - He remains loyal to his principles.

principle
yöntem

Bu ders kitabının ilkesi iletişimsel yönteme dayanmaktadır. - The principle of this textbook is based on the communicative method.

principle
köken
principle
(Askeri) İLKE, PRENSİP: Bazı durum ve münasebetlerin aslında mevcut olan gerçek veya temel kanun. Davranışa hakim olan yerleşmiş bir harekat kuralı
principle
principledprensip sahibi olan
principle
refuse on principle prensibine uygun olmadığından reddetmek
principle
{i} kaide
principle
(isim) ana, esas, prensip, ilke, kaynak, köken, kaide, tamamlayıcı unsur
principle
active principle müessir madde
principle
{i} tamamlayıcı unsur
الإنجليزية - الإنجليزية
principle
a general truth, a law on which others are based
المفضلات