Şan dersleri almalısın.
- You should take singing lessons.
Tom bir şan öğretmeni.
- Tom is a singing teacher.
Karaoke'ye gittiğimizde, Tom bütün gece şarkı söylemeye devam etti.
- When we went to karaoke, Tom went on singing all night.
Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
- Suddenly, my mother started singing.
Şarkı söyleyerek çocukları eğlendirdi.
- He amused the children by singing.
O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.
- He makes his living by singing.
Kapa çeneni. Ben tatildeyim. Tüm duymak istediğim kuş ötüşüdür.
- Shut up. I'm on my holiday. All I want to hear is the bird's singing.
Kuşlar ağaçların arasında ötüşüyorlardı.
- Birds were singing among the trees.
Ken o şarkıyı söylemeye devam etti.
- Ken kept on singing that song.
Müzik dinlemeyi mi yoksa şarkılar söylemeyi mi seversiniz?
- Do you like listening to music or singing songs?
Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
- The girls came singing toward the crowd.
Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
- Suddenly, my mother started singing.
Çok fazla fasulye yedim ve şimdi popom ötmeyi durduramıyor.
- I ate too many beans and now my backside cannot stop singing.