تعريف a function في الإنجليزية التركية القاموس.
- function
- fonksiyon
Yapı olarak kusurlu olsalar bile, onlar fonksiyon olarak mükemmeldir.
- If defective in structure, they are perfect in function.
Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil).
- The functions sine and cosine take values between -1 and 1 (-1 and 1 included).
- Function
- işlev
Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
- This chart illustrates the function of ozone layer.
Bu gereksiz işlevi ne için eklediler?
- What did they add this needless function for?
- function
- {f} işlevini yerine getirmek
- map
- {i} harita
Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
- Will you show me on this map, please?
Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
- Although I trusted the map, it was mistaken.
- map
- {f} eşle
- function
- ödev
- function
- mat fonksiyon
- function
- yükümlülük
- function
- {i} görev
Böyle görev yapamayız.
- We can't function like this.
- function
- (Kanun) görevini icra etme
- function
- icra edilmekte olan
- function
- (Kanun) görevini icra etmek
- function
- faaliyette bulunmak
- function
- musamere
- function
- fonksiyonunu yerine getirmek
- function
- {i} hizmet
- function
- {f} işlemek
- function
- işler durumda
- function
- {i} mat. fonksiyon, işlev
- function
- işlev,v.fonksiyonunu yerine getir: n.fonksiyon
- function
- f işlemek
- function
- {i} toplantı
- function
- (Tıp) Bir organın normal olarak yaptığı görev (özel iş), fonksiyon
- function
- go revini yapmak function word gram iki kelime arasındaki ilişkiyi gosteren kelime functioning s faal
- function
- dini tören
- function
- (Askeri) öz işlev
- function
- işlev görmek
- function
- iş görmek
- function
- fonksiyon göstermek
- function
- görev yapmak
- map
- harita,v.harita çiz: n.harita
- function
- iş
Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
- This chart illustrates the function of ozone layer.
Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
- A function that is differentiable everywhere is continuous.
- function
- çalışmak
- afunction
- işlevsizlik
- function
- resmi ya da özel tören
- function
- amaç
- function
- merasim
- map
- (out ile) planlamak
- map
- tasarlamak
- map
- Haritalamak, ayrıntılarını çıkarmak
- function
- {i} iş, görev, vazife, işlev, fonksiyon
- function
- {i} tören, merasim
- function
- (Askeri) İŞLEV, ÖZ İŞLEV
- map
- (Tıp) Grafik, şema, harita
- map
- {f} planlamak
- map
- {i} plan
- map
- dili ismini duyurmak
- map
- {f} out ayrıntılarıyla planlamak
- map
- eşlem, eşlemek
- map
- (Askeri) HARİTA: Dünya veya diğer gezegenlerin kısmi veya tüm olarak yüzey özelliklerinin, doğal ve yapma yönleri ile, belirli bir ölçeğe göre, genellikle düz bir yüzeyde grafik olarak gösterilmesi. Ayrıca bakınız: "administrative map", "artillery map", "battle map", "cadastral map", "chart index", "contour map", "chart series", "control map", "chart sheet", "hypsographic map", "controlled map", "index map", "general map", "intermadiate map", "large scale map", "line route map", "meractor chart", "map chart", "photo map", "map index", "map series", "plane table map", "map sheet", "plot map", "medium scale map", "provisional map", "operation map", "regional chart", "planimetric map", "semitant colled map", "sky map", "situation map", "small-scale map", "strategic map", "spot map", "target chart", "tactical map", "topographic map", "traffic map", "traffic circulation map", "weather map"
- map
- {f} haritasını yapmak
- map
- (isim) harita, plan, surat
- map
- map haritaya dök
- map
- Web sayfasında bir resmin bir noktasından resmin o noktasıyla ya da çağrıştırdığı konuyla ilgili baska alanlara linkler verilmesi Bir map edilmiş oduğunu browser üzerinde mouse ile dolaştığınızda sol alt kösede beliren koordinatladan anlayabilirsiniz