Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.
- He went out for a walk, with his dog following behind.
Galiba bizi takip edeni biri var.
- I think there's somebody following us.
Bizi takip edeni görmüyor musun?
- Don't you see who's following us?
İzleyici salonu doldurdu.
- The audience filled the hall.
İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.
- English is quite often the language of choice when speaking to an international audience.
Bütün seyirciler heyecanlandı.
- All the audience was excited.
Seyirciler sıkılmış görünüyordu.
- The audience looked bored.
Bu film tüm dünyada izleyicilere taşındı.
- This film moved audiences around the world.
Tom izleyicilere gülümsedi ve eğilerek selam verdi.
- Tom smiled at the audience and took a bow.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.
- On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
Tom ertesi Cuma Mary'yi görmek için gitti.
- Tom went to see Mary the following Friday.
Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti.
- Tom came on Monday and went back home the following day.
Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
Dinleyiciler konuşmasından çok etkilendi.
- The audience were fascinated by his speech.
Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
- His speech deeply affected the audience.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.
- Following the heavy rainfall, there was a big flood.
İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.
- English is quite often the language of choice when speaking to an international audience.
Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.
- The Mayor addressed a large audience.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Bu kitabın tavsiyelerini izleyerek, kendimi fakirlikten kurtarabilirdim.
- By following this book's advice, I was able to pull myself out of poverty.
Öfkesini dinleyiciden sakladı.
- He concealed his anger from the audience.
Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.
- The speech deeply affected the audience.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
Romancı büyük bir okuyucu kitlesiyle konuştu.
- The novelist talked to a large audience.
Kazadan sonra o çabucak iyileşti.
- Following the accident he recovered quickly.
Daha sonraki adımlar nelerdir?
- What are the following steps?
Biz ona sonraki pazar bir pikniğe gitmemiz gerektiğini önerdik.
- We suggested to her that we should go on a picnic the following Sunday.
Bir sonraki yıl o onunla evlendi.
- She married him the following year.
Following the meeting, we all had a chat.
He had a loyal following.
See the following section.
The following wind sped us on our way.
... following on from that actually a bitter debate raged in canada was a bit like a ...
... So congratulations on building a following here ...