الإنجليزية - التركية
تعريف a fleet of ships of war only, a force by sea في الإنجليزية التركية القاموس.
- navy
- lacivert
- navy
- kazma makinesi
- navy
- bahriye
- navy
- donanma
Büyük bir ordu ve donanmaya ihtiyaç olacaktı.
-A large army and navy would be needed.
Kennedy, İkinci Dünya Savaşında bir Donanma kahramanı idi.
-Kennedy was a Navy hero in World War Two.
- navy
- {i} deniz filosu
- navy
- {i} deniz kuvvetleri
Pilota deniz kuvvetleri helikopterini uçurttular.
-They made the pilot fly the Navy helicopter.
Mary koleji bitirdikten sonra deniz kuvvetlerine katıldı.
-Mary joined the navy after finishing college.
- navy
- devletin gemi kuvveti
- navy
- (Askeri) DENİZ KUVVETLERİ: Bak. "United States Navy"
- navy
- navy bean küçük kuru fasulye
- navy
- koyu mavi
- navy
- deniz kuvvetler
Mary koleji bitirdikten sonra deniz kuvvetlerine katıldı.
-Mary joined the navy after finishing college.
Pilota deniz kuvvetleri helikopterini uçurttular.
-They made the pilot fly the Navy helicopter.
- navy
- navy yard harp gemileri tersanesi
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a fleet of ships of war only, a force by sea في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} navy
a fleet of ships of war only, a force by sea
الواصلة
a Fleet of ships of war only, a force by seaالنطق
Resimler
السابق
المفضلات