Tom tabancasını yastığının altına koydu.
- Tom put his pistol under his pillow.
Tom bana tabancamı doldurmamı söyledi.
- Tom told me to load my pistol.
Leyla'nın dingolara karşı tek savunması bir tabancaydı.
- Layla's only defense against the dingos was a handgun.
Fadıl bir tabanca satın aldı.
- Fadil purchased a handgun.