الإنجليزية - التركية
تعريف a feeling of deep regret (usually for some misdeed) في الإنجليزية التركية القاموس.
- remorse
- pişmanlık
Tecavüzcü, yargılanması sırasında hiçbir pişmanlık işareti göstermedi.
-The rapist showed no signs of remorse during his trial.
O kesinlikle hiçbir pişmanlık belirtisi göstermedi.
-She showed absolutely no sign of remorse.
- remorse
- büyük pişmanlık
- remorse
- kahır
- compunction
- pişmanlık
- compunction
- vicdan azabı
- remorse
- vicdan azabı
Tom Mary'nin arabasını çaldıktan sonra vicdan azabıyla doluydu ve bir kalemde sildi.
-Tom was full of remorse after stealing Mary's car and writing it off.
- compunction
- yerinme
- compunction
- utanma
- compunction
- {i} vicdan rahatsızlığı/azabı
- compunction
- {i} esef
- remorse
- {i} vicdan
Tom Mary'nin arabasını çaldıktan sonra vicdan azabıyla doluydu ve bir kalemde sildi.
-Tom was full of remorse after stealing Mary's car and writing it off.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a feeling of deep regret (usually for some misdeed) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- compunction
- self-reproach
- remorse
a feeling of deep regret (usually for some misdeed)
الواصلة
a feel·ing of deep re·gret (usually for some misdeed)Resimler
المفضلات