O, fırsatı iyi kullandı.
- He made good use of the opportunity.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır.
- There is no security on this earth; there is only opportunity.
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
- One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.