الإنجليزية - التركية
تعريف a fable; a short tale, especially one of many making up a larger work في الإنجليزية التركية القاموس.
- novel
- roman
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
-I haven't read the final page of the novel yet.
Onun yeni romanı çoksatar oldu.
-Her new novel has become a best seller.
- novel
- (isim) roman
- novel
- {s} orijinal, değişik, alışılmışın dışında olan
- novel
- değişik
- novel
- orijinal
- novel
- (Gıda) yeni geliştirilen
- novel
- tuhaf
- novel
- alışılmamış
- novel
- yeni
Onun yeni romanı çoksatar oldu.
-Her new novel has become a best seller.
Aklıma yeni bir fikir geldi.
-A novel idea occurred to me.
- novel
- Alışılmışın dışında, özgün, kendine has
A novel understanding.
- novel
- novelist romancı
- novel
- {s} yeni çıkmış
- novel
- {s} acayip
- novel
- alışılmışın dışında
- novel
- roman yazarı
İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.
-In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.
Hayattaki amacım roman yazarı olmaktır.
-My goal in life is to be a novelist.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a fable; a short tale, especially one of many making up a larger work في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- novel
merry tales such as the old woman told of Psyche in Apuleius, Boccace novels, and the rest, quarum auditione pueri delectantur, senes narratione, which some delight to hear, some to tell, all are well pleased with.
a fable; a short tale, especially one of many making up a larger work
الواصلة
a fable; a Short tale, es·pe·cial·ly one of ma·ny mak·ing up a larg·er workالنطق
Resimler
المفضلات