a drawback, allowance, abatement

listen to the pronunciation of a drawback, allowance, abatement
الإنجليزية - التركية

تعريف a drawback, allowance, abatement في الإنجليزية التركية القاموس.

discount
tenzilat
discount
{i} indirim

Tom yerel bir indirimli mağazada ihtiyacı olan birçok şeyi satın alabilir. - Tom is able to buy many things he needs at a local discount store.

Tom daha büyük bir indirim istiyor. - Tom wants a bigger discount.

discount
{i} iskonto

Ne kadar iskonto aldın? - How much of a discount did you get?

Et genellikle sadece kapanış saatinden önce iskonto alır. - Meat often gets discounted just before closing time.

discount
kırdırtmak
discount
ıskonto etmek
discount
(senet/bono) kırmak
discount
{f} dikkate alma
discount
fiyat indirimi yapmak
discount
aslını saymamak
discount
{f} kırdırmak (senet)
discount
tenzilat yapmak
discount
{f} indirim yapmak, ıskonto etmek, hesaptan düşmek
discount
{f} kırmak (senet)
discount
{f} hesaplamak
discount
iskonto etmek
discount
fiyat indirimi
discount
(isim) indirim, iskonto, azaltma, kısa kesme
discount
{f} hesaptan düşmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} discount
a drawback, allowance, abatement
المفضلات