Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a document specifying tasks to be addressed or undertaken in a specific context

listen to the pronunciation of a document specifying tasks to be addressed or undertaken in a specific context
الإنجليزية - التركية

تعريف a document specifying tasks to be addressed or undertaken in a specific context في الإنجليزية التركية القاموس.

brief
{s} kısa

Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir. - A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.

Tom kısa bir konuşma yaptı. - Tom gave a brief talk.

brief
{s} kısa ve öz

Mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmaya çalışacağım. - I'll try to be as brief as possible.

Lütfen mümkün olduğu kadar kısa ve öz ol. - Please be as brief as possible.

brief
{i} avukat tutma
brief
kısaca

Gazeteye kısaca göz attı. - She glanced briefly at the newspaper.

Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin. - In brief, you should have accepted the responsibility.

brief
(Politika, Siyaset) görev talimatı
brief
hulasa
brief
dava özeti
brief
{f} özetle

Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin? - Can you briefly sum up what was said at the meeting?

brief
don
brief
gerekli bilgiyi vermek
brief
ç.külot
brief
özet

Bana planın kısa bir özetini verdi. - He gave me a brief outline of the plan.

Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin? - Can you briefly sum up what was said at the meeting?

brief
son talimatı vermek
brief
{s} özlü

Kısa ve özlü olacağım. - I'll be brief and concise.

brief
{i} belge

Tom evrak çantasını açtı ve birkaç belge çıkardı. - Tom opened his briefcase and pulled out a couple of documents.

brief
(Askeri) AYDINLATMAK, YÖN, ETMEK: Bak. "orient"
brief
{s} kısa. i., huk. davanın özeti
الإنجليزية - الإنجليزية
brief
a document specifying tasks to be addressed or undertaken in a specific context

    الواصلة

    a do·cu·ment spe·ci·fy·ing tasks to be addressed or undertaken in a spe·cif·ic con·text

    التركية النطق

    ı däkyument spesıfayîng täsks tı bi ıdrest ır ʌndırteykın în ı spısîfîk käntekst

    النطق

    /ə ˈdäkyo͞oment ˈspesəˌfīəɴɢ ˈtasks tə bē əˈdrest ər ˈəndərˌtākən ən ə spəˈsəfək ˈkäntekst/ /ə ˈdɑːkjuːmɛnt ˈspɛsəˌfaɪɪŋ ˈtæsks tə biː əˈdrɛst ɜr ˈʌndɜrˌteɪkən ɪn ə spəˈsɪfɪk ˈkɑːntɛkst/
المفضلات