Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
- The document was distributed to all department heads.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
O en önemli dökümanları imzalar.
- He signs the most important documents.
Sami bu dökümanı imzalamak zorunda kalacak.
- Sami will have to sign this document.
Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde.
- The new document system is worth $4,000.
Evraka imzamı ekledim.
- I attached my signature to the document.
Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
- I had no alternative but to document the war crimes.
Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.
- My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor.
Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.
- Tom has a bright career as a medical doctor.
Doktor olarak iyi değil.
- He is no good as a doctor.
Bay Tanaka bir doktor, değil mi?
- Mr. Tanaka is a doctor, isn't he?
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı.
- President Lincoln wrote all five of these documents.
A ship should be documented according to the directions of law.
He documented each step of the process as he did it, which was good when the investigation occurred.
... document them, and bring the perpetrators to justice. ...