Tom Mary'den boşanmak istedi.
- Tom asked Mary for a divorce.
Mary'nin boşanmak istediğini duydum.
- I've heard that Mary wants a divorce.
Sami, Leyla'yı boşamak niyetinde değildi.
- Sami didn't intend to divorce Layla.
Cidden boşanmayı düşünüyor musun?
- Are you seriously thinking about getting a divorce?
Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.
- For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first.
Sami, Leyla'yı asla boşamamış.
- Sami never divorced Layla.
Haklı bir sebep söylemezsen seni boşamayacağım.
- I won't divorce you unless you give me a legitimate reason.
Mary'nin ondan ayrılmak istediğini haber aldım.
- I got word that Mary wants to divorce him.
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
Boşanmayı kabul edeceğim.
- I will consent to the divorce.
Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
- Divorce is generally a painful parting.
Boşanmayı kabul edeceğim.
- I will consent to the divorce.
O, yıllar süren mutsuzluktan sonra onu boşadı.
- He divorced her after years of unhappiness.
Mary'nin ondan ayrılmak istediğini haber aldım.
- I got word that Mary wants to divorce him.
Herkes için aşikardır ki, evlilik er ya da geç ayrılmayla sonuçlanır.
- It was obvious to everyone that the marriage would sooner or later end in divorce.
The Civil War split between Virginia and West Virginia was a divorce based along cultural and economic, as well as geographic, lines.
Lucy divorced Steve when she discovered that he had been unfaithful.
The radical group voted to divorce itself from the main faction and start an independent movement.
... to divorce my husband. ...