a distinguishing attribute or quality

listen to the pronunciation of a distinguishing attribute or quality
الإنجليزية - التركية

تعريف a distinguishing attribute or quality في الإنجليزية التركية القاموس.

specific
özel

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur. - Genes consist of a specific sequence of DNA.

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var. - We have specific proof of your innocence.

specific
{s} spesifik

Tom daha spesifik olmalı. - Tom needs to be more specific.

Daha spesifik olur musun? - Can you be more specific?

specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Tıp) özgün
specific
bir türe özgü
specific
kesin
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu. - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.

Keşke daha özel olabilsem. - I wish I could be more specific.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç
specific
{s} fiz., kim. özgül
specific
özgü, belirli
الإنجليزية - الإنجليزية
specific
a distinguishing attribute or quality

    الواصلة

    a dis·tin·guish·ing at·tri·bute or qua·li·ty

    التركية النطق

    ı dîstînggwîşîng ıtrîbyut ır kwälıti

    النطق

    /ə dəˈstəɴɢgwəsʜəɴɢ əˈtrəˌbyo͞ot ər ˈkwälətē/ /ə dɪˈstɪŋɡwɪʃɪŋ əˈtrɪˌbjuːt ɜr ˈkwɑːlətiː/
المفضلات