a dish served as the last course of a meal

listen to the pronunciation of a dish served as the last course of a meal
الإنجليزية - التركية

تعريف a dish served as the last course of a meal في الإنجليزية التركية القاموس.

dessert
{i} tatlı

Hangi tatlıyı yemeli? - Which dessert should he eat?

Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır. - The one and only dessert my son eats is chocolate cake.

dessert
{i} (yemeğin sonunda yenen) tatlı, yemiş, soğukluk
sweet
(sıfat) tatlı, şekerli, sevimli, şirin, cici, hoş, güzel, yumuşak başlı, nazik, mis gibi, lezzetli, ahenkli, melodik, verimli, asitsiz (mineral), kükürtsüz (benzin vb.), kolay, rahat
sweet
{i} tat

O, tatlı şeyleri sevmiyor. - He doesn't care for sweet things.

İyi geceler ve tatlı rüyalar. - Good night and sweet dreams.

dessert
yemiş soğukluk
dessert
yemeğin sonunda yenen tatlı
dessert
dessert spoon tatlı kaşığı
dessert
soğukluk
dessert
(Gıda) meyva
sweet
maşuk
dessert
(yemeğin sonunda yenen) tatlı
sweet
şekerleme

Şekerlemeye dayanamaz. - He can't resist sweets.

Şekerlemeyi azaltıyorum. - I'm cutting down on sweets.

dessert
{i} meyve

Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı. - For dessert, Marie had made her chocolate cake and a fruit salad.

Tatlı için ne istersin, dondurma mı yoksa taze meyve mi? - What would you like for dessert, ice cream or fresh fruit?

sweet
{i} güzel koku

Bahçedeki çiçekler güzel kokuyor. - The flowers in the garden smell sweet.

Çiçekleri güzel kokuyor. - Their flowers smell sweet.

sweet
{s} mis gibi
sweet
sevgili

Tom böyle bir sevgili. - Tom is such a sweetheart.

Lise sevgilimle evlendim. - I married my high school sweetheart.

sweet
{s} asitsiz (mineral)
sweet
{s} ahenkli
الإنجليزية - الإنجليزية
sweet
dessert
a dish served as the last course of a meal

    التركية النطق

    ı dîş sırvd äz dhi läs kôrs ıv ı mil

    النطق

    /ə ˈdəsʜ ˈsərvd ˈaz ᴛʜē ˈlas ˈkôrs əv ə ˈmēl/ /ə ˈdɪʃ ˈsɜrvd ˈæz ðiː ˈlæs ˈkɔːrs əv ə ˈmiːl/
المفضلات