a delicate, luxurious, or effeminate person

listen to the pronunciation of a delicate, luxurious, or effeminate person
الإنجليزية - التركية

تعريف a delicate, luxurious, or effeminate person في الإنجليزية التركية القاموس.

delicate
hassas

Dini meseleler hakkında konuşmak hassas bir mevzudur. - Speaking of religious matters is a delicate issue.

Şu anda hassas bir konumdayım. - I am now in a delicate position.

delicate
{s} kolaylıkla kırılabilen, kırılgan, nazik
delicate
hassas,narin
delicate
zarafet
delicate
yumuşak (dokunuş)
delicate
(yemek) leziz ve hafif
delicate
(alet/vb.) duyarlı
delicate
ince
delicate
zarif

Narin, zarif çiçekler çiçek açmış. - The delicate, graceful flowers are in bloom.

Layla'nın çok zarif özellikleri vardı. - Layla had very delicate features.

delicate
{s} ince (yapı), narin
delicate
(sıfat) nazik, narin, ince, düşünceli, duyarlı; hassas, güvenli, ince (iş), ; lezzetli, nazlı
delicate
incelikle delicateness incelik
delicate
{s} nazik
delicate
{s} nazlı
delicate
{s} lezzetli
delicate
açık delicately nazikane
الإنجليزية - الإنجليزية
delicate