تعريف a damage or loss في الإنجليزية التركية القاموس.
- hurt
- {f} ağrımak
- hurt
- {f} rencide etmek
- detriment
- {i} zarar
Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
-The poor educational policy is a detriment to Japan.
Bir kaşık şeker veya küçük bir parça tam buğday ekmeği yerseniz, ekmek daha az zararlı olacaktır.
-If you eat a spoonful of sugar or a small piece of whole wheat bread, it seems that the bread would be less detrimental.
- hurt
- {i} yaralı
Tom yaralı tek kişiydi.
-Tom was the only one hurt.
Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.
-I understand that Tom is hurt.
- hurt
- {i} ızdırap
- detriment
- muhatara
- detriment
- zararlı
Bir kaşık şeker veya küçük bir parça tam buğday ekmeği yerseniz, ekmek daha az zararlı olacaktır.
-If you eat a spoonful of sugar or a small piece of whole wheat bread, it seems that the bread would be less detrimental.
Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
-The poor educational policy is a detriment to Japan.
- hurt
- ağrıtmak
- hurt
- zedelemek (bir uzvu)
- hurt
- ziyan
- hurt
- bir uzva zarar vermek
- hurt
- yaralamak (bir uzvu)
- detriment
- hasar
- hurt
- (fiil) kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek, acıtmak, rencide etmek, acımak, küstürmek, ağrımak, canını yakmak, kırmak, zarar vermek, zarar görmek, incinmek
- hurt
- hurtfullyzarar ve