Mary akşam yemeği pişirmeye gittiğinde, dolaptaki patateslerinin çimlenmiş olduğunun farkına vardı.
- When Mary went to cook dinner, she found that her potatoes had sprouted in the cupboard.
Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.
- Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.
Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
- You are doing well for a cub reporter.
Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.
- The tiger cub looked like a large kitten.
İki leopar yavrusunun ayrılması hakkındaki hikaye bana oldukça basmakalıp gibi görünüyor.
- The story about the separation of the two leopard cubs seems pretty trite to me.
Put the cups in the cupboard.