Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
- He shouted at the top of his voice.
Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
- She shouted at the top of her voice.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
- Shouting at your computer will not help.