Yangını görmek için bir kalabalık toplandı.
- A crowd gathered to see the fire.
Onun etrafında bir kalabalık toplandı.
- A crowd soon gathered around him.
Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.
- A huge crowd of people waited.
Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.
- There was a crowd of people at the entrance of the theater.
Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name in the crowd.
Bu kalabalık bana Tokyo caddelerini hatırlatıyor.
- This crowd reminds me of the streets of Tokyo.
Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
- There was a crowd of students waiting in front of the library.