a crude person

listen to the pronunciation of a crude person
الإنجليزية - التركية

تعريف a crude person في الإنجليزية التركية القاموس.

rough
kaba

Jackson, kaba bir adamdı. - Jackson was a rough man.

Chris'in kabaca davranması sıradışı idi. - It was out of the ordinary for Chris to behave so roughly.

rough
{f} pütür pütür yapmak
rough
{s} dalgalı

Deniz bugün oldukça dalgalı. - The sea is pretty rough today.

Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı. - The little boat bobbed on the rough sea.

rough
kaba dokunmuş
rough
karalama
rough
fırtınalı

Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu. - She become seasick in rough seas.

rough
işlenmemiş
rough
rüzgârlı
rough
kabaca

Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor. - Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.

Tom'un sorunun nasıl çözüleceği hakkında kabaca bir fikri var. - Tom has a rough idea about how to solve the problem.

rough
güç
rough
haksız
rough
{i} kaba tip
rough
{s} taslak halinde olan
rough
ev iş/golf alan/külh
rough
{i} engebeli arazi

Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi. - The rough terrain checked the progress of the hikers.

rough
(sıfat) kabataslak, pürüzlü, pürtüklü, dik (saç), engebeli, taslak halinde olan, fırtınalı, haşin, dalgalı, sert, kaba, kaba saba, gürültücü, hoyrat, işlenmemiş, yaklaşık, aşağı yukarı, cilasız, kulak tırmalayıcı, rahatsız edici, zor, kötü, açık saçık, müstehcen
rough
{i} müsvedde
rough
eğreti
rough
{f} terbiye etmek (at)
الإنجليزية - الإنجليزية
rough
A person
bird
A person
sort
A person
article
a person
bod
a crude person

    الواصلة

    a crude per·son

    التركية النطق

    ı krud pırsın

    النطق

    /ə ˈkro͞od ˈpərsən/ /ə ˈkruːd ˈpɜrsən/
المفضلات