Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı. - We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa.
Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.
We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa.
Bizim Fransa'ya gitmemiz için bir vizeye ihtiyacımız yoktur. - We don't need a visa to go to France.
Bizim Fransa'ya gitmemiz için bir vizeye ihtiyacımız yoktur.
We don't need a visa to go to France.