Ona bir korkak denilmesine gücendi.
- She resented being called a coward.
Biz onu bir korkak olarak aşağıladık.
- We looked down on him as a coward.
Nancy köpeklerden korkar.
- Nancy is afraid of dogs.
Büyük köpekten korkmuşlar.
- They were afraid of the big dog.
Mary'nin köpeği onu okula kadar takip etti.
- Mary's dog followed her to school.
Köpek adamın yanına oturdu.
- The dog sat down by the man.
Büyük bir köpeği olan adam içeri girdi.
- A man with a big dog came in.
Çocukluğumda karpuz, mandalina ve yenidünya meyvelerini yemeyi seven bir köpeğim vardı.
- In my childhood I had a dog that loved to eat watermelon, mandarins and loquats.
Come back and fight you dogs!.
I told him I wasn't having his insults, and he just backed right down. What a chicken-shit.
If everyone dares to bungee jump, why can't you do the same? Are you kiasi or what?!.