a cover charge

listen to the pronunciation of a cover charge
الإنجليزية - التركية

تعريف a cover charge في الإنجليزية التركية القاموس.

cover
{f} kaplamak

Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var. - I need old newspapers to cover the walls.

Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük. - This carpet is big enough to cover the whole floor.

cover
örtü

Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim. - Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.

Karlarla örtülü şu dağa bak. - Look at that mountain which is covered with snow.

cover
(Tekstil) 1. örtmek, kaplamak 2. muhafaza 3. kapak
cover
üzerini örtmek
cover
istila etmek
cover
üst kapak
cover
bastırmak
cover
silahla korumak
cover
zarf
cover
(yol) katetmek
cover
-e silah tutmak/doğrultmak
cover
(ayrıntıları/vb.) aktarmak
cover
karşılamak

Onun kaybını karşılamak zorundayım. - I have to cover his loss.

O, masrafları karşılamak için yeterli paradır. - That's enough money to cover the expenses.

cover charge
lokantalarda servis için alınan para
cover charge
giriş vergini
cover
(Muzik) Düzenleme, aranjman: Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından söylenip çalınabilmesi için o eserde yapılan değişiklik, aranjman
cover
cover crop toprağı muhafaza etmek için kışın ekilen ekin
cover
(Askeri) (AMERİKAN SAVUNMA KURULU) İSTİKAMETE BAK !: İstikamete bakılması için verilen emir veya komut. Ayrıca bakınız: "cover off". COVER (NATO, AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): ÖRTME: Kara, hava veya deniz kuvvetleri tarafından, taarruz, savunma, bunlardan biri veya her ikisinin birden tehdidiyle yapılan koruma. COVER (NATO, AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): ÖRTÜ: Bir bireyi, planı, harekatı, birliği veya tesisi düşman istihbarat çabalarından ve bilgi sızmasından korumak için alınması gereken önlemler. COVER (NATO, AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): DİNLEME: Almaçla sürekli dinleme durumunda olmak. Bu esnada göndermeç kalibre edilmiş durumda bulundurulur ancak derhal kullanılmak üzere hazır olması gerekmez. COVER (NATO, AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): ÖRTÜ: Tabii veya suni olarak yapılmış sığınak veya korunma yeri. COVER (NATO, AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): ARAZİ FOTOĞRAFI: Belirli bir arazi parçasını gösteren fotoğraf veya diğer görüntü kayıtları. COVER (NATO, AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): "BELİRTİLEN MEVKİYE GEÇ": "Avcıları kuvvet/üs ile temas noktası tayin edilen uzaklıkta tut" anlamına gelen bir kod. Ör. B mevkiine geç yirmi yedi ila otuz mil
cover
(isim) örtü; kapak, kap, kaplık, paket; zarf, kılıf; kuver; av yeri; sığınak, bahane
cover
{i} tic. karşılık
cover
{i} bahane
cover
{i} kapak; örtü
cover charge
(lokantaya/gece kulübüne) giriş ücreti
cover charge
(isim) giriş ücreti
cover charge
{i} giriş ücreti
cover charge
servis ücreti
الإنجليزية - الإنجليزية
cover
cover charge
An amount of money to be paid for entering a bar or restaurant where entertainment is provided

The cover charge was pretty high, but the band was really good.

cover charge
An amount of money added to a restaurant bill in lieu of tips, and to pay for uncharged items such as bread and water
A charge
encharge
cover charge
a fixed charge by a restaurant or night club over and above the charge for food and drink
cover charge
A cover charge is a sum of money that you must pay in some restaurants and nightclubs in addition to the money that you pay there for your food and drink. A fixed amount added to the bill at a nightclub or restaurant for entertainment or services. money that you have to pay in a restaurant in addition to the cost of the food and drinks, especially when there is a band or dancing
cover charge
{i} service charge per person which is added to the bill (in addition to the cost of food and drink) in a restaurant or at a nightclub
a cover charge

    الواصلة

    a co·ver charge

    التركية النطق

    ı kʌvır çärc

    النطق

    /ə ˈkəvər ˈʧärʤ/ /ə ˈkʌvɜr ˈʧɑːrʤ/
المفضلات