a country's industry, trade and finance

listen to the pronunciation of a country's industry, trade and finance
الإنجليزية - التركية

تعريف a country's industry, trade and finance في الإنجليزية التركية القاموس.

economy
iktisat
economy
ekonomi

Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor. - Although the economy is weak, some companies are still making a profit.

Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor. - Tom always flies economy class to save money.

economy
tutum
economy
ekonomik

Onlar ekonomik bir araba istediler. - They wanted an economy car.

Biz ekonomik bir araba istedik. - We wanted an economy car.

economy
ucuz
economy
ekonomik jüye
economy
{i} örgüt
economy
iktisat ilmi
economy
teşkilât
economy
minister of economy maliye bakanı
economy
{i} tasarruf, tutumluluk, ekonomi
economy
{i} tasarruf

Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır. - Fuel economy is a big advantage of this car.

Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor. - Tom always flies economy class to save money.

economy
{i} idare
economy
tutumluluk/ekonomi
economy
israftan çekinme
economy
political economy politik ekonomi
الإنجليزية - الإنجليزية
economy
a country's industry, trade and finance
المفضلات