a cookie is a sweet biscuit

listen to the pronunciation of a cookie is a sweet biscuit
الإنجليزية - التركية

تعريف a cookie is a sweet biscuit في الإنجليزية التركية القاموس.

cookie
kurabiye

Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor. - Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.

Tabakta birçok kurabiye bulunmasına rağmen, sadece üç tane yedim. - Even though there were many cookies on the dish, I only ate three.

cookie
{i} biri

Bu öğleden sonra pişirdiği kurabiyelerden birini yesen Tom'un umursamıyacağından eminim. - I'm sure Tom wouldn't mind if you ate one of the cookies he baked this afternoon.

Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim? - Would it be OK if I ate one of these cookies?

cookie
smart cookie açıkgöz kimse
cookie
{i} kurabiye, (tatlı) çörek, (tatlı) kuru pasta; (tatlı) bisküvi
cookie
(Gıda) kraker
cookie
(Bilgisayar) tanımlama bilgisi
cookie
bisküvi

Bisküvi masanın altındadır. - Cookie is under the table.

Çayınızla bisküvi ister misiniz? - Would you like cookies with your tea?

cookie
adam

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

a is a
a olduğunu
cookie
tatlı bisküvi
cookie
şahıs
cookie
{i} bebek

Bebek Kate tarafından yetiştirildi. - Cookie was raised by Kate.

cookie
{i} çekici kadın
cookie
{i} çörek

Tom tüm çörekleri yedi mi? - Did Tom eat all the cookies?

Tom'a bazı çörekler pişirdim. - I baked some cookies for Tom.

cookie
kadın/adam/kurabiye
الإنجليزية - الإنجليزية
cookie
a cookie is a sweet biscuit

    الواصلة

    a Cook·ie I·s a sweet bis·cuit

    التركية النطق

    ı kûki îz ı swit bîskıt

    النطق

    /ə ˈko͝okē əz ə ˈswēt ˈbəskət/ /ə ˈkʊkiː ɪz ə ˈswiːt ˈbɪskət/
المفضلات