Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.
- They showed me a lot of beautiful photos.
Fotoğrafta elimi tutuyorsun.
- You're holding my hand in the photo.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
- All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.
- They want to photograph every city.
Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır.
- Photography is writing with light.
Bu yeni bir fotoğraf mı?
- Is this a recent photo?
Fotoğrafta elimi tutuyorsun.
- You're holding my hand in the photo.