Sanırım onunla bağlantı kurmamın zamanıdır.
- I think it's time for me to contact her.
Saat onda buluşmamız gerekiyorken, onlarla bağlantı kuramadım. Onların kaza geçirip geçirmediğini merak ediyorum.
- Even though we were supposed to meet at 10, I've had no contact with them. I wonder if they've had an accident.
Tom'un bir telefonu yok, bu yüzden onunla iletişime geçmek zor.
- Tom doesn't have a phone, so it's difficult to contact him.
Tom seninle iletişime geçmek istiyor.
- Tom has been trying to contact you.
Onlar bizimle tekrar bağlantı kurmak istediler mi?
- Did they want to contact us again?
Onunla bağlantı kurmak istiyorum. Onun telefon numarasını biliyor musun?
- I want to contact him. Do you know his phone number?
Benimle irtibat kurmaktan çekinme.
- Feel free to contact me.
Biz Tom'la irtibat kurmak zorundayız.
- We've got to contact Tom.
Tom Mary ile gizlice ilişki kuruyor.
- Tom has secretly been contacting Mary.
Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir?
- What's the best way to contact you?
Boston'da temasa geçmek zorunda olduğum birisi var.
- There's someone I have to contact in Boston.
Tom kontak lenslerini masanın yanında buldu.
- Tom found his contact lens near the table.
Kontak lenslerimi arıyorum.
- I'm looking for my contact lens.
... and they will see all the answers appear in their contact lens. ...
... contact lens. You will blink and you will go online. And who will guy these internet ...