a compass, length, degree, execution

listen to the pronunciation of a compass, length, degree, execution
الإنجليزية - التركية

تعريف a compass, length, degree, execution في الإنجليزية التركية القاموس.

extent
müsadere
extent
(Nükleer Bilimler) büyüklük
extent
{i} kapsam
extent
{i} uzunluk
extent
{i} ölçü

Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim. - I agree with you to a certain extent.

Ne ölçüde ona güvenilebilir? - To what extent can he be trusted?

extent
kaplam
extent
uzam
extent
to the full extent of his power elinden geldiği kadar
extent
derece

Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz. - To some extent, you can control the car in a skid.

Bir dereceye kadar seninle aynı fikirdeyim. - To some extent I agree with you.

extent
alan
extent
boy

Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir. - It is important to recognize the extent of one's ignorance.

Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı. - Layla's letters revealed the extent of her racism.

extent
miktar

Söylediğini bir miktar kabul ediyorum. - I accept what you say to some extent.

extent
(isim) uzunluk, genişlik, yükseklik, alan, boyut, kapsam, derece, ölçü
extent
uzanma
extent
saha
extent
to a great extent büyük çapta
extent
musadere emirnamesi
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} extent
a compass, length, degree, execution
المفضلات