a commitment, either long or short, in the market

listen to the pronunciation of a commitment, either long or short, in the market
الإنجليزية - التركية

تعريف a commitment, either long or short, in the market في الإنجليزية التركية القاموس.

position
konum

Ben şimdi size yardım edecek konumda değilim. - I am not now in a position to help you.

Şu anda hassas bir konumdayım. - I am now in a delicate position.

position
{i} durum

O, durumunu bana açıkladı. - He explained his position to me.

Onu tartışacak durumda değilim. - I'm not in a position to discuss that.

position
(Kanun) yargı
position
pozisyonlandırmak
position
(Ticaret) kişisel görüş

Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti. - The president stated his position on the issue.

position
yerini belirlemek
position
hal

Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu. - My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.

position

CEO'nun işbirliği yapma konusundaki isteksizliği bizi zor duruma soktu. - The CEO's unwillingness to cooperate put us in a difficult position.

O, firmada önemli bir konumu işgal eder. - He occupies a prominent position in the firm.

position
memuriyet
position
{f} konumla

Takım yıldızları gökyüzündeki yıldızların konumlarını tanımaya yardım etmek için faydalı bir yol olabilir. - Constellations can be a useful way to help identify positions of stars in the sky.

position
{i} yer

Yerinde olsam, onu derhal yaparım. - Were I in your position, I would do it at once.

Yerimde olsan ne yaparsın? - What would you do if you were in my position?

position
{i} duruş
position
{i} fikir
position
(fiil) yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek
position
{f} koymak
position
{i} görüş

Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti. - The president stated his position on the issue.

position
{i} statü
الإنجليزية - الإنجليزية
position
a commitment, either long or short, in the market
المفضلات