Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
- The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
- This tissue has been irreversibly damaged.
Tuvalet kağıdımız bitti, bu yüzden biraz almaya gitmem gerekiyor.
- We're out of tissue paper, so I need to go buy some.
Tom Mary'ye bir kutu kağıt mendil verdi.
- Tom handed Mary a box of tissues.
Bana bir kağıt mendil verebilir misin?
- Can you hand me a tissue?
Elbiselerinizi yıkamadan önce, kumaşlar için tüm ceplerinizi kontrol ettiğinizden emin olunuz.
- Make sure you check all the pockets for tissues before washing your clothes.