Piknik bir hayal kırıklığıydı.
- The picnic was a disappointment.
Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.
- She sighed with disappointment at the news.
Bir bilge bir defasında yaşamın hayal kırıklıkları dizisi olduğunu söyledi.
- A wise man once said, life is a series of disappointments.
Hayat hayal kırıklıkları ile dolu.
- Life is full of disappointments.
As the disappointments crowded in — the economy, Rhodesia, strife within the trade-union movement — Wilson tried the expedient of a semi-formal inner Cabinet, or Parliamentary Committee, as he misleadingly liked to call it. — Cabinet, Hennessy, Peter, Basil Blackwell Ltd, 1990.