Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.
- I like Beypilic chicken.
Biz biraz tavuk çorbası yedik.
- We had some chicken soup.
İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi.
- According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.
Tavuğun civcivleri yumurtadan çıkıyorlar.
- The hen's chicks are hatching.
Akşam yemeği için piliç var mı?
- Is there chicken for dinner?
Bir hindi, bir piliçten biraz daha büyüktür.
- A turkey is a little bigger than a chicken.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Akşam yemeği için piliç var mı?
- Is there chicken for dinner?
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
chicken out olarak sözlükte yer alıyor.
Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
- I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
Fırında kızartılmış tavuğu severim.
- I like roast chicken.
Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır.
- Chicken pox is an itchy nuisance for kids.
Ben bir çocukken suçiçeği geçirdim.
- I had chicken pox as a kid.
Sen böyle bir korkaksın.
- You're such a chicken.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Fırında kızartılmış tavuğu severim.
- I like roast chicken.
This case will make a stir, sir, he remarked. It beats anything I have seen, and I am no chicken..
... Double-Double from In-N-Out Burger or chicken nuggets ...
... my guitar player will lean over to me and say, "That girl is dressed like a chicken." ...