a charge for the use of money supplied by a lender

listen to the pronunciation of a charge for the use of money supplied by a lender
الإنجليزية - التركية

تعريف a charge for the use of money supplied by a lender في الإنجليزية التركية القاموس.

interest
ilgilendirmek
interest
faiz

Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak. - The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.

Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur. - It is difficult to peg the direction of interest deregulation.

interest
artar
interest
ürem

Üreme benim ilgimi çekmiyor. - Procreation does not interest me.

interest
nema
interest
ilgi uyandırma
interest
(Ticaret) tecessüs
interest
merakını
interest
{f} ortak olmak
interest
{f} ilgilendir

Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım. - I realized that what I had chosen didn't really interest me.

Seni ilgilendirebilecek bir şeyim var. - I have something that might interest you.

interest
merakını uyandırmak
interest
(in ile) ilgi
interest
{f} ikna etmek
interest
(Mukavele) faiz; ilgi; hisse; kazanç
interest
(fiil) ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek
interest
(Avrupa Birliği) menfaat, çıkar; yarar
interest
{f} dikkatini çekmek
interest
{i} ilgi çeken şey
interest
{i} nüfuz
الإنجليزية - الإنجليزية
interest
a charge for the use of money supplied by a lender

    الواصلة

    a charge for the use of mon·ey sup·plied by a lend·er

    التركية النطق

    ı çärc fôr dhi yus ıv mʌni sıplayd bay ı lendır

    النطق

    /ə ˈʧärʤ ˈfôr ᴛʜē ˈyo͞os əv ˈmənē səˈplīd ˈbī ə ˈlendər/ /ə ˈʧɑːrʤ ˈfɔːr ðiː ˈjuːs əv ˈmʌniː səˈplaɪd ˈbaɪ ə ˈlɛndɜr/
المفضلات