تعريف a business engaged in manufacturing some product في الإنجليزية التركية القاموس.
- manufacturer
- imâlatçı
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
-According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
- maker
- {i} yapan
- manufacturer
- üreticisi
Volkswagen bir Alman araba üreticisidir.
-Volkswagen is a German car manufacturer.
Bu tv'nin üreticisi bir Japon şirketidir.
-The manufacturer of the television set is a Japanese company.
- manufacturer
- imalatçı firma
- maker
- yapıcı
Tom bir dondurma ve şerbet yapıcı aldı.
-Tom bought an ice cream and sorbet maker.
- maker
- yapımcı
Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
-The true makers of history are the masses.
Mary bir mücevher yapımcısıdır.
-Mary is a jewellery maker.
- maker
- yapan şey veya kimse
- maker
- {i} fail
- maker
- Allah
- maker
- {i} yaratan
- maker
- {i} bono imzalayan kimse
- manufacturer
- {i} fabrikatör
- manufacturer
- {i} üretici
Peugeot, Renault and Citroen Fransız otomobil üreticileridir.
-Peugeot, Renault and Citroen are French car manufacturers.
Volkswagen bir Alman araba üreticisidir.
-Volkswagen is a German car manufacturer.
- manufacturer
- (Mukavele) imalatçı, üretici
- manufacturer
- imalatçı,üretici
المصطلحات ذات الصلة
تعريف a business engaged in manufacturing some product في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- manufacturer
- maker