الإنجليزية - التركية
تعريف a bursting forth; eruption; insurrection في الإنجليزية التركية القاموس.
- outbreak
- {i} salgın
Salgın konusunda gereksiz yere endişeli olmak için hiçbir sebep yoktur.
-There is no reason to be unnecessarily worried about the outbreak.
Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.
-Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.
- outbreak
- {i} (istenmeyen bir olay) (birdenbire) ortaya çıkma, patlak verme
- outbreak
- {i} başlama
Bir dizi olay savaşın başlamasına yol açtı.
-A chain of events led to the outbreak of the war.
- outbreak
- patlak verme
- outbreak
- çıkma
- outbreak
- patlama
- outbreak
- {i} isyan
- outbreak
- isyan/salgın
- outbreak
- {i} yeryüzüne çıkmış kaya katmanı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a bursting forth; eruption; insurrection في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- outbreak
a bursting forth; eruption; insurrection
الواصلة
a burst·ing forth; eruption; in·sur·rec·tionالنطق
Resimler
المفضلات