a burdensome demand

listen to the pronunciation of a burdensome demand
الإنجليزية - التركية

تعريف a burdensome demand في الإنجليزية التركية القاموس.

tax
{i} vergi

Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu. - The government imposed a new tax on farmers.

Vergi kaçırmakla suçlandı. - He was accused of evading tax.

tax
{f} vergi koymak
tax
yormak
tax
zorlamak
tax
{f} vergilendir

Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur. - Beer is taxed according to its malt content, so low-malt beer is cheaper.

Dan annesinden miras kalan arazi üzerinde vergilendirilmek istemiyordu. - Dan didn't want to be taxed on the land he inherited from his mother.

tax
{i} vergi,vergi
tax
mahkeme masrafım tayin etmek
tax
{i} (tahsil edilen/koyulan) vergi
tax
{i} yük

Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür. - It is the obligation of every worker to pay taxes.

İthalat malları yüksek vergilere tabidir. - Import goods are subject to high taxes.

tax
{f} mahkeme masrafını belirlemek
tax
vergi yüklemek
tax
{i} külfet
tax
{f} vergilendirmek
tax
{i} (birinin takatını, sabrını v.b.'ni) zorlayan şey: This is a real tax on my patience. Sabrımı zorlayan
tax
{f} yük olmak
tax
(İnşaat) vergi, resim, harç
tax
{i} harç
tax
{f} suçlamak
الإنجليزية - الإنجليزية
tax
A demand
mand
a burdensome demand

    الواصلة

    a bur·den·some de·mand

    التركية النطق

    ı bırdınsım dîmänd

    النطق

    /ə ˈbərdənsəm dəˈmand/ /ə ˈbɜrdənsəm dɪˈmænd/
المفضلات