a broadcast coming from outside the studio

listen to the pronunciation of a broadcast coming from outside the studio
الإنجليزية - التركية

تعريف a broadcast coming from outside the studio في الإنجليزية التركية القاموس.

remote
{s} mesafeli

My husband suddenly becomes cold, remote and angry - Kocam aniden soğuk, mesafeli ve kızgın hale geliyor.

remote
{s} sapa

Avoid walking alone in remote locations. Sapa yerlerde yalnız yürümekten kaçının.

remote
(TV, Elektronik Cihaz) uzaktan kumanda

I lost my apple tv remote. - apple tv nin uzaktan kumandasını kaybettim.

remote
{s} ücra
remote
(Tıp) uzaktan kontrol
remote
(Bilgisayar) karşı
remote
(Bilgisayar) uzakta

Tom Mary'den uzaktan kumandayı aldı ve kanalları değiştirdi. - Tom grabbed the remote control from Mary and changed channels.

Tom uzaktan kumandasının üstünde bir düğmeye bastı ama hiçbir şey olmadı. - Tom clicked a button on his remote, but nothing happened.

remote
{s} soğuk (davranış)
remote
(şans/olasılık/vb.) küçük
remote
uzak

O, Nepal'de uzak bir köyde doğdu. - She was born in a remote village in Nepal.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

remote
(sıfat) uzak, çok eski, çok uzak, küçük, sapa, ücra, mesafeli, dolaylı, soğuk (davranış), endirekt
remote
uzak,uzaktan
remote
naklen yayın
remote
{s} dolaylı
remote
{s} çok eski
remote
{s} küçük

Manzara Batı Virginia'nın uzak bir kesimindeki küçük bir dağ köyüydü. - The scene was a tiny mountain village in a remote section of West Virginia.

remote
ecnebi
remote
{s} endirekt
الإنجليزية - الإنجليزية
remote
a broadcast coming from outside the studio

    الواصلة

    a broad·cast com·ing from out·side the stu·di·o

    التركية النطق

    ı brôdkäst kʌmîng fırm autsayd dhi studiō

    النطق

    /ə ˈbrôdˌkast ˈkəməɴɢ fərm ˈoutˈsīd ᴛʜē ˈsto͞odēˌō/ /ə ˈbrɔːdˌkæst ˈkʌmɪŋ fɜrm ˈaʊtˈsaɪd ðiː ˈstuːdiːˌoʊ/
المفضلات