a boundary or limit

listen to the pronunciation of a boundary or limit
الإنجليزية - التركية

تعريف a boundary or limit في الإنجليزية التركية القاموس.

barrier
{i} bariyer

Bariyerde biletini göster. - Show your ticket at the barrier.

barrier
{i} set

Avustralya'nın Büyük Set Resif'i iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir. - Australia's Great Barrier Reef is threatened by climate change.

Belize set resifi, kuzey yarımküredeki en büyük set resifidir ve aynı zamanda popüler bir dalış noktası olan Büyük Mavi Delikle de ünlüdür. - The Belize barrier reef is the largest barrier reef in the northern hemisphere and is also famous for the Great Blue Hole, a popular diving spot.

barrier
(Politika, Siyaset) mani
barrier
aperatif
barrier
engel

Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir. - High tariffs have become a barrier to international trade.

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

barrier
çit
barrier
korkuluk
barrier
herhangi bir yolu kapamak için yapılan mania
barrier
{i} antartika'daki buz engeli
barrier
{i} duvar
barrier
doğal mânia çit
barrier
{i} (tren yolunda) geçit
barrier
{i} (çit, duvar, korkuluk gibi) engel; bariyer
barrier
barrier reef sahile yakın sığ mercan kayalığı
barrier
{i} start sınırı
الإنجليزية - الإنجليزية
fold
barrier
a boundary or limit

    الواصلة

    a boun·da·ry or lim·it

    التركية النطق

    ı baundri ır lîmıt

    النطق

    /ə ˈboundrē ər ˈləmət/ /ə ˈbaʊndriː ɜr ˈlɪmət/
المفضلات