a boundary around a prison

listen to the pronunciation of a boundary around a prison
الإنجليزية - التركية

تعريف a boundary around a prison في الإنجليزية التركية القاموس.

deadline
son teslim tarihi

Son teslim tarihi yaklaşıyor. - The deadline is drawing near.

Tom son teslim tarihinin bugün olduğunu bilmiyordu. - Tom didn't know the deadline was today.

deadline
(Mukavele) son tarih, son teslim tarihi, vade tarihi
deadline
{i} zaman sınırı

Tom'un buluşmak için zaman sınırı var. - Tom has a deadline to meet.

deadline
son başvuru tarihi

Tom son başvuru tarihini neredeyse kaçırdı. - Tom almost missed the deadline.

Son başvuru tarihi geldi ve gitti. - The deadline came and went.

deadline
son mühlet
deadline
Cezaevlerinde hükümlülerin geçmemesi gereken yasak bölge sınırı
deadline
son tarih

Son tarih yaklaşıyor. - The deadline is approaching.

Son tarih yaklaşıyor. - The deadline is drawing near.

deadline
{i} sınır

Tom'un buluşmak için zaman sınırı var. - Tom has a deadline to meet.

deadline
(Askeri) YASAK HATTI: Yasak bir bölgenin etrafını çeviren hat
deadline
son teslim tarih

Son teslim tarihinden önce işi bitirmelisin. - You must get the job done before the deadline.

Tom son teslim tarihinin bugün olduğunu bilmiyordu. - Tom didn't know the deadline was today.

deadline
son veriliş günü

Raporlar için son veriliş günü sonraki Pazartesi. - The deadline for the reports is next Monday.

deadline
(Avrupa Birliği) süre bitimi

Tom süre bitimini geçirmiş olduğunun farkındaydı. - Tom was aware that the deadline had passed.

الإنجليزية - الإنجليزية
deadline
a boundary around a prison

    الواصلة

    a boun·da·ry a·round a pris·on

    التركية النطق

    ı baundri ıraun ı prîzın

    النطق

    /ə ˈboundrē ərˈoun ə ˈprəzən/ /ə ˈbaʊndriː ɜrˈaʊn ə ˈprɪzən/
المفضلات