a border; edge; brink; verge; as, the margin of a river or lake

listen to the pronunciation of a border; edge; brink; verge; as, the margin of a river or lake
الإنجليزية - التركية

تعريف a border; edge; brink; verge; as, the margin of a river or lake في الإنجليزية التركية القاموس.

margin
{i} kenar

O yorumlarını kompozisyonun kenar boşluğuna yazdı. - He wrote his comments in the margin of the composition.

margin
{i} tic. maliyet fiyatı ile satış fiyatı arasındaki fark
margin
(Ticaret) brüt kar
margin
kazanç
margin
kenarlık
margin
kâr miktarı
margin
sınır

Siyasi parti ilk anketlerde yüzde beş sınırını geçti. - The political party crossed the margin of five percent in the first polls.

margin
{i} tolerans

On dakikalık bir toleransa izin verdim. - I allowed a margin of ten minutes.

margin
{i} sayfa kenarındaki boşluk, marj
margin
{i} fazlalık
margin
ihtiyaçtan fazla para ile yer veya zaman
margin
son hadde yakın hal
margin
(İnşaat) kenar payı, marj
margin
(isim) kenar, pay, fazlalık, ayrım, mesafe, tolerans, ihtiyat akçesi
margin
{i} ihtiyat akçesi
margin
(Tıp) Kenar, limbus
margin
{i} mesafe
margin
{f} kenar yapmak
margin
{f} kenara yazmak
الإنجليزية - الإنجليزية
margin
a border; edge; brink; verge; as, the margin of a river or lake
المفضلات