a body of troops or army vehicles, usually strung out along a road

listen to the pronunciation of a body of troops or army vehicles, usually strung out along a road
الإنجليزية - التركية

تعريف a body of troops or army vehicles, usually strung out along a road في الإنجليزية التركية القاموس.

column
(Mühendislik) sütun

Ben her zaman onun sütunlarını ilgi ile okudum. - I always read his columns with interest.

Rakamları bu sütuna ekleyin. - Add up this column of figures.

column
{i} kolon

Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır. - Columns provide a solid foundation.

column
{i} gazet. köşe yazısı, fıkra
column
(Tıp) Kolon, direk, columna
column
(Askeri) KOL: Kıta, gemi, tank veya araçların birbiri arkasına gelecek şekilde sıralanmalarıyla meydana gelen düzen
column
{i} direk
column
(İnşaat) sütün
column
(Bilgisayar) sütunu

Ben bu sütunu ilginç buldum. - I found this column interesting.

Sami, gazetedeki sütununu okuyan birinden bir e-posta aldı. - Sami got an e-mail from a person who read his column in the newspaper.

column
kuyruk
column
(insan/araç/hayvan/vb.) dizi
column
{i} ask. kol
column
{i} makale

Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım. - I'm always interested in reading his column.

Makalenin üç sütunu vardı. - The article had three columns.

column
sütun kolon
column
{i} mim. sütun; kolon
column
kuyruk/sütun
column
{i} basamak [mat.]
الإنجليزية - الإنجليزية
column
a body of troops or army vehicles, usually strung out along a road

    الواصلة

    a bo·dy of troops or ar·my vehicles, u·su·al·ly strung out a·long a road

    النطق

المفضلات