Merhamet için hakime yalvardı.
- He appealed to the judge for mercy.
Santa Ana merhamet için yalvardı.
- Santa Ana begged for mercy.
Burada merhamet yok, Pinokyo. Senin canını bağışlıyorum. Harlequin senin yerine yanmalı. Ben acıktım ve akşam yemeğim pişirilmeli.
- There is no mercy here, Pinocchio. I have spared you. Harlequin must burn in your place. I am hungry and my dinner must be cooked.
Sadece zavallı karıma acımalısın.
- You just have to have mercy on my poor wife.
Sadece zavallı karıma acımalısın.
- You just have to have mercy on my poor wife.
Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.
- The poor people were at the mercy of the cruel dictator.