a bill, particularly in a restaurant

listen to the pronunciation of a bill, particularly in a restaurant
الإنجليزية - التركية

تعريف a bill, particularly in a restaurant في الإنجليزية التركية القاموس.

check
{i} durdurma
check
adisyon
check
kontrolünü yapmak

Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum. - I'd like to do a feasibility check.

check
(Satranç) şah çekmek
check
ket
check
engellemek
check
denetim

Hızlı bir denetim yapacağım. - I'll do a quick check.

Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek. - This will serve as a check on their work.

check
durdurmak
check
tutma
check
(kumar) fiş
check
hesap

Tom çek yazmadan önce hesap bakiyesini kontrol etti. - Tom double-checked his bank balance before writing the check.

Ayrı hesaplar istiyoruz, lütfen. - We'd like separate checks, please.

check
tekşirmek
check
{f} denetle

Ben bir denetleme yapıyorum. - I've been doing some checking.

Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir. - A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.

check
{i} fiş
check
{i} denetleme

Ben bir denetleme yapıyorum. - I've been doing some checking.

check
ekose desen/kum
check
in counter/desk hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgâh
check
{f} şah demek
check
emanet odasına teslim etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
check

I summoned the waiter, paid the check, and hurried to leave.

a bill, particularly in a restaurant
المفضلات